24 Haziran 2011 Cuma

İçimi döktüm, peçete verin!


Terkettim yüzünü, gözümü açtığım bir yaz sabahında

Kırışık ve tozlu çarşafların arasında

Düşürdüm tenimden tenini, sonunu hayra yoramadığım bir rüyada.

Bak sevgilim, gördün mü?

Kuşlar böcekler falan diyor herkes,

Ben hala dizlerime kadar karla kaplı bir kış akşamındayım.

Kendimi birkaç yüzyıl geriye attım

Biraz daha dursam bu şekil, yani, ateşi bile bulacağım.

Küllerinden doğmak zor iş sevdiğim.

Hani, birkaç kez denemişliğimiz var

Beceremedik pek...

Filmlerde oluyor genelde mucizevi şeyler,

Bir de peygamber kitaplarında okuyoruz.

Biz kuluz sevdiğim

Yanmayı biliriz en iyi

Cennet, cehennem, sevda farketmez.

Günlerdir cümle kuramamanın kuraklığı var içimde,

Gözlerim de kendine başka bir yatak bulmuş olacak.

Belki de unuttum ağlamayı

Ne dersin?

Dünyalı mı oluyorum ben de?

Yok sevgilim yok.

Ben boynunda barış işareti taşıyacak kadar savaşçıyım henüz!

Peşinden gelmeyi bile bilmem ben.

Çok aciz, çok zavallıyım...

Ne dünya ne ahiret malıyım.

Tasımı tarağımı toplayıp gideceğim bir yüreğin vardı,

Herkes hariç bi benim gözlerim ağmaydı...

Sevgilim, sana bir sır vereceğim.

Gülme ama, ben hala hangi şehirde olduğunu bile bilmiyorum.

Bu yüzden, İstanbul hariç, hepsi için ölüyorum tam seksen kez.

Seksen kez gömüyorum ruhumu aya

Aydan bakıyorum dünyaya, milyonlarca ruh

Hepsi aşktan aforoz,

Hepsi cennetlik!

Böyle tuhaf bir ironiye emanet tüm sevdalar,

Tüm göz yaşları, kalp ağrıları...

Şimdi sevdiğim,

Yine tamamlamaya cesaret edemem hasretimi, bu da yarım kalsın.

Sen bu satırlardan bir haber

Ben her zamankinden beter

Çok amaçlı bir intihar şekli cümleler...

Hasretle...


-Zasta-

14 Haziran 2011 Salı

Azat buzat beni ahirette gözet!


Bilmiyorum, hangisinden başlayayım anlatmaya

Herşey eksik gibi...


-Tamamlanmamıştık ki yarım kalasın- diyeceksin belki ama,

Hissettiğim şey tam olarak yarım kalmak değil aslında. Bütünüm ama çatlak heryanım.

Öyle bir çarpıp gittin ki yüreğimin kapısını...

O anda, yitirdim aşka olan tüm inancımı.


Hataydı belki,

İnanmak hata...


Ve bazı hataların bedeli büyük olur dostum Zasta,

Tahmin etmen gerekirdi...

Gardını düşürmemen gerekirdi...

Şimdi yenilgini kutlaman gerek, aç göğüs kafesini!

Şimdiye kadar çok dedim, sana da derim

Azat buzat beni ahirette gözet!


-Zasta-

7 Haziran 2011 Salı

Soru: 1


Nereye koyduğunu unuttuğun bir kağıt parçası,
Hiç beklemediğin bir anda,
Eski bir kitabın arasından düşerse eğer;
Saniyede kaç kilometre hızla deler bir kalbi?

-Zasta-

2 Haziran 2011 Perşembe

Kağıt kesiği


Bir kağıt kesiği gibi, avuçlarımda bıraktığın yara
İnce, belirsiz...
Gözle göremem ama hissederim
Ne zaman anlatmaya kalksam seni...
Hepsini severim harflerin
Fakat içinden beş tanesini getiremem yanyana
Sayfalar sızlar
Bir kağıt kesiği gibi avuçlarımda bıraktığın yara
İnce, belirsiz...

Ah sevgili;

Sen hiç, seni yazmayı denedin mi?

-Zasta-