11 Şubat 2011 Cuma

Bir kağıt, bir çakmak, bir not...


...

Eşyalarını toplayışını izledim oturduğum yerden.
Şaşırdım; herşeyin, bir gün anlamını yitirebileceğine...

Kapı açıldı, gözlerimi kapadım..
Kötü olan ne varsa içeri girdi, açık bıraktığın kapıdan.
Aç bir hırsız gibi yalnızlık, aldı senden kalanları.
Sonra bir fırtına...

Yağmur yağdı...
Dedim ki:

-Tanrım; onu mu tutuyorsun sen? İhanetini temizlemek için mi bu yağmur?-

O günden beri çok yağmur yağdı bu şehre.

Ama hiçbiri temizleyemedi ellerinin yüreğimde bıraktığı bu lekeyi...

Ardından kapatmakla vakit kaybetmek istemediğin o kapı, hala açık.
Ben hala aynı koltukta oturuyorum ve unuttuğun 'üç şey'le yaşıyorum...

Artık; yalnızca yıldızlar ışıldıyor gecemde.
Gözlerin yok!
Yeşili;

Hiç yok!

...


-Zasta-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder