25 Şubat 2011 Cuma

Özlüyorum! Ölüyorum!


Ağlamama neden olan şey; yastığa sımsıkı sarılıp, beynimin mi yüreğime sorduğu, yüreğimin mi beynime sorduğunu anlayamadığım, istemdışı kurduğum şu cümle:
-Sana neden sarılmadım?-

Çok geçti üstünden; ayları saydım ama günlere bölünce işin içinden çıkamadım. Vazgeçtim, yokluğun yokmuş gibi davranacağım artık.
Çünkü özlemek; tehlikeli olmaya başladı son zamanlarda.
Mesela; 'özlemek'le 'ölmek' arasında iki harfin oynadığını farkettim...
Hatta bunu birinci tekil şahısın, şimdiki zamanına uyarladığımızda bir harfe düşüyor aradaki tehlikeli fark...
Özlüyorum!
Ölüyorum!

İşte bu yüzden artık sorgulamayacağım, seni son gördüğüm gün, neden sarılmadığımı boynuna... O hep bir pişmanlık kalacak koynumda... Ama şu sıralar, ölüm kol geziyorken kanımda, yaşamak adına; daha dikkatli daha saydam seveceğim seni...

-Zasta-

2 yorum:

  1. yapılması gerekenler aslında hemen yapılmalı değil mi? sonrasında böyle pişmanlıklar yaşamamak için...
    ama hepimiz sonradan farkına varıyoruz ne yazıkki ve 'keşke'lerimiz de bundan dolayı çoğalmakta gün be gün...

    YanıtlaSil
  2. Ataol' un 'öğrendim ki' şiirinden bir dize hatırlattı yazdıklarınız bana, paylaşmak istedim...

    'Öğrendim ki...
    Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
    Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.'

    YanıtlaSil