8 Ocak 2011 Cumartesi

Bu Dolmuş Nereye Gider?


Bu Dolmuş, Nereye Gider?


Kadıköy-Pendik güzargahında bir dolmuştayım şimdi, ağzıma kadar dolmuşum... Bilmediğim bir şarkı, öyle bir çarpıyor ki yüreğime, gardımı alamıyorum. Bana haddimi bildiriyor şu arabesk ses, şimdi seni hatırlamanın vakti mi?
Hazırlıksız yakalanıyorum yine.
Çok uzaktan bir kuş uçuyor gelip avuçlarıma konuyor, bana ‘uç’ diyor; cesaretleniyorum, paraşütsüz atlıyorum içine, için koyu, için kuyu hatta...
Cam kenarı bir yer seçiyorum, manzaran dehşet verici. Gözümün önünden şehirler geçiyor hızla, çoğu viran, ben olduğum yerdeyim sanki.
Kalkıp sana yer verirdim sevgili ama hayal kırıklıklarından kırıntılar var kucağımda, ağırlar bir hayli. Hem de gazi sayılırım, bırakıp gittiğin günden beri...
Uzatıyorum elimi sana ‘bayım; şurdan bir buruk yürek alır mısınız?üstü kalsın’ ... Belki yük olur da üstüne, kalkamazsın.
Sana muavin muamelesi yapmak istemezdim ama, dolmuşta ancak böyle sevebilirim seni.
Yolcu değil, yol olurum sana hatta, gördüğün her ‘müsait bir yer’de inme yeter ki...

Ey benim dol’muş yürekli sevgilim
Yer yok mu hiç sevgime?
Sollama beni bu kez de
Yar; sol’umu teğet geçme!!!

-Zasta-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder